YAPTIRIM (CAATSA)..

ABD “HASIMLARINA” uyguladığı ekonomik yaptırım paketini nihayet açıkladı sevgili dostlar..

Özellikle Hasımlarına (Düşmanlarına) diyorum, çünkü ABD bize hiç HISIM (Yakın) olmadı da ondan..

Yaptırım paketinde bilmem şu kadar madde varmış. Bilmem şu kadarı ekonomikmiş falan filan. Artık yeni gündemimiz açıklandı. Ülkedeki tüm televizyon tartışma programları her akşam bu konuyu işler dururlar.

Amerika’nın bize yaptığı bu ilk şerefsizlik değil tabiiki. Bu işler ciddi olarak Adnan Menderes’e kadar uzanır. Hatta Çanakkale kara ve deniz savaşlarına kadar uzanır desem yalan söylememiş olurum. Her ne kadar Çanakkale savaşlarında ve Kurtuluş savaşında Amerika’nın ismi pek geçmese bile, Amerika’nın bizzat dahli olduğu tarihi kaynaklarda var, açın okuyun.

Şimdi anladık mı?, Değerli müttefikimizin ne olduğunu.

Biz “TÜRK’ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR..” dediğimizde, bizi ırkçılık ile suçlayan güruhu çok iyi tanıyorum ben. Az höykürmediler arkamızdan, hatta dinsizlikle suçlayanlar bile oldu. Cumhuriyet kurulurken “Amerikan mandası mı olalım?, yoksa İngiliz mandası mı?…” diyen güruhun torunları tarafından.

Herkes her şeyi unutsa bile bizim yaşıtlarımız Kıbrıs Barış Harekâtında Şeytan Amerika’nın bize uyguladığı ambargoları ve yaptırımları unutmaz. Hele bizim mahalle hiç unutmaz.

Ama Amerika’nın bize uyguladığı ambargoların neticesinde Türk Devleti de devlet refleksi ile Amerika’nın ülkedeki tüm üstlerini kapattı ve Amerika ile olan ilişkilerini askıya aldı. Şimdi anladık mı devlet şuurunu ve dik duruşunu. Öyle “Eyyy! Amerika haddini bil, yoksa ben yapacağımı bilirim..” demedi.

Şimdi gelelim bundan sonra Türk Devletini yönetenler ne yapacak meselesine veya devlet refleksi ile Amerika devleti yönetimine ne gibi bir yaptırım yapacaklarına. NATO konusunda gerekli girişimler neler olacak?. Hani NATO müttefiki ve bu paktın ortağıyız ya ondan sordum.

NATO’nun Amerikan çıkarları için kurulmuş bir pakt olduğunu bilmiyormuşçasına. “Biz de NATO’dan çıkarız” mı diyecekler?, yoksa “Amerika’nın ülkedeki tüm üstlerini kapatıyoruz” mu diyecekler. Veya “BOP’un eş başkanlarından birisi olarak, ülkemin çıkarlarının peşine koşacağız, Amerika’nın çıkarları bizi ilgilendirmiyor artık” mı? diyecekler onu da bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum sevgili okurlar..

Süleymaniye’de Türk Askerinin kafasına Amerikan askerlerince çuval geçirdiğinde ne yaptılarsa onu yapacaklar. Amerika Başkanının Türk Başkanına gönderdiği tehdit mektubunda ne yaptılarsa onu yapacaklar. Ajan Rahip Bronson olayındaki gibi “Bu can bu tende olduğu müddetçe bu suçluyu kimse bırakamaz..” diyerek ve neticesinde neler yaptılarsa onu yapacaklar.  

Bir zamanlar bizim bir sloganımız vardı, “NE AMERİKA, NE RUSYA, NE ÇİN. HERŞEY TÜRK MİLLETİ İÇİN.”

Biz yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bol olan bir ülkeyiz (tabi hala bu zenginliklerimiz kalmışsa) ve hala bağımsızlığımız kalmışsa bu Amerikan vampirine diklenmeliyiz.

Gülüyorsunuz değil mi sevgili okurlar.

Bizi ne hallere düşürdükleri aklıma geldikçe sinirden ben de gülüyorum.

Öyle foşur foşur hamaset kokan cümlelerle, itibardan tasarruf olmaz diyerek, tüm Cumhuriyet edinimlerini haraç mezat elden çıkaran ve kendilerinin onlarca uçağı, binlerce makam aracı, 2-3 tane sarayı ve sınırsız harcamalar yaparak bu işlerin düzelmeyeceğini kundaktaki bebeler biliyor.

Millet geçim sıkıntısında, yetmezmiş gibi salgınla perişan olmuşken. Gençlerimizin gözlerindeki o karamsarlığı okuyamayanlar bu söylediklerimizi yapamaz.

Fakirliğin ne olduğunu bilip, hala fakirin hakkını vermeyenler, hatta gırtlağındaki o zor bulduğu lokmaya bile göz dikenler bunu hiç yapamaz.

Dilerim ki;

Düşküne yardım eden, ömründe fakirlik ve düşkünlük görmesin.

Fakirin hakkını yiyen de, buna göz yuman da fakirliği görmeden ölmesin..

Vesselam..