Hani Kasım da Aşk Başkaydı…

2020 senesi o kadar hızlı geçti ki, insan inanamıyor.

En son elinde baston sırtında 2019 yazan yaşlı amcanın yanında, elinde çıngırağı üzerinde 2020 yazılı bebek karikatürü ile yeni yıla merhaba diyorduk.

Artık bebeği mi çok pohpohladık, yoksa yaşlı amcayı  mı hor gördük bilemem ama bizim bebek maalesef korku filmindeki CHUCKY çıktı. O bebeği de çöpe attılar olmadı, kestiler olmadı, attılar olmadı.

Aynı 2020 gibi…

Gelelim konumuza.

Kasım ayı bizim için, Düzce için her zaman duygusal olmuştur. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün üzerinden 82 yıl geçmiş. Seveni, sevmeyeni, iyi hatırlayanı, kötü bileni ile beraber geçen 82 sene.

Düşünsenize Dünya, Mustafa Kemal Atatürk yaşarken canlısı ile baş edememişken, ölüsü ile, kalan sevmeyenleri de hala baş edemiyor. Ve düşünsenize 82 yıldır siz hiç karşılık vermeseniz de birileri her sıkıştığında size laf ediyor, hiç karşılık vermemenize karşılık hep de haklı çıkıyorsunuz.

Zamanında yaptığınız uyarılar doğru, tespitler yerinde ve kurduğunuz düzen hala ayakta duruyor. Çünkü hepimizin de bildiği gibi, Her fani ölümü tadacaktır. Ancak yaşayacak olan fikirler ve düşüncelerdir.

Atatürk’ün, Amerikalı gazeteci Marcosson’a verdiği röportajda söylediği sözlerin bir bölümünü sizinle paylaşmak isterim.

“Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…” sözlerini söyleyen, Ankara, çorak bir toprakken yapılacak yolların şerit sayısı sorulduğunda 5 şerit olması gerektiğini söyleyen, daha bir çok tespiti 100 yıl öncesinden yapan, o yanlış biliyor biz en iyisini biliriz deyip, acı tecrübeler yaşayanların bile hak verdiği kişi, zaten nasıl ölebilir ki?

Düşünceleri nasıl silinebilir ki?

İşte bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 82. Yılında sevgi, saygı, minnet, özlemle anıyoruz ve arıyoruz..

Bir de boğazımızı düğüm düğüm eden 12 kasım gerçeği var.

Her depremin başka acı bir tecrübeye neden olduğu, ölümün kadın, erkek, çocuk, ihtiyar ayrımı yapmadan yanına aldığı 12 kasım…

17 ağustos sonrası yaralarını saramadan, çadırlardan daha çıkamadan, Atlantis’i denizin altına gömer gibi, Eski Düzce’yi yerle bir eden deprem. Ölenleri bir kez daha rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun. Hala daha yokluklarına alışamayan, yüreği güzel, kalbi yaralı tüm Düzcelilere de sabırlar diliyorum.

20 sene hasarlı olarak duran, uyuşturucu müptelalarına ev sahipliği yapan apartmanların bile daha yeni yıkıldığı güzel memleketim umarım bundan sonra daha güzel günler yaşar.

Bu arada güzel günler yaşar demişken, Düzcesporumuz Türkiye Kupasında Pendikspor ile yapacağı karşılaşma öncesi yapılan Covid testinde 16 futbolcusunda da, testlerin pozitif çıkması sonucu maça çıkamadı. Ve Dünya tarihine Covid 19 sebebi ile maça çıkamayarak hükmen mağlup sayılan ilk takım olarak geçti.

Tamam her şey bu kadar kötü değil iyi şeylerde var ama yine de içimdeki sesi de durduramıyorum…

Hani Kasım da Aşk Başkaydı…