‘Askıda’ sözcüğü Ak partinin UZAYA dört şeritli yol yaptığı çağımızda DÜNYAMIZA kazandırdığı, ‘gerçek bir hayat’ hikayesidir. Önce, ‘Askıda ekmek’ ile Türkiye bu gerçekle yüz yüze geldi. Askıda ekmek, ‘ Milletin..
‘Askıda’ sözcüğü Ak partinin UZAYA dört şeritli yol yaptığı çağımızda DÜNYAMIZA kazandırdığı, ‘gerçek bir hayat’ hikayesidir.
Önce, ‘Askıda ekmek’ ile Türkiye bu gerçekle yüz yüze geldi. Askıda ekmek, ‘ Milletin midesine kuru ekmek giriyor’ denildiğinde Ak partinin ‘ O zaman aç değiller’ sözünün adıdır.
Sonra, ‘Askıda fatura’ … Elbise, sebze-meyve ve bugün son olarak da ‘Askıda mama’ ile gündeme geldi.
‘Askıda’ sözcüğü o kadar kanıksanır hale geldi ki; ihtiyaç doğuran her şey için kullanılmaya başlandı. Lakin, yine de ‘Askıda’ sözcüğünü, Türk Dil Kurumu’ndaki kelime anlamını belirtmekte fayda var: “İhtiyaç sahiplerinin alabilmeleri amacıyla fırın, kahvehane vb. yerlerde bırakılan ve ücreti başkaları tarafından önceden ödenen ürün/malzeme”
Mesela ‘Askıda Korona’ var.
Bir yıldır ‘maskelerin’ ardından yaşıyoruz. Görünür olanlarına alışmıştık da, görünmez bir düşmana karşı ne yapacağımızı bilemez hale geldik. Karanlık bir tünel içinde ışık ararken; bu kez ‘mutant’ çıktı karşımıza. Bir tünelden çıkmadan, bir başka karanlık tünele daha giriyoruz. Senin yabancı ülkelere gitmene gerek kalmadan, sanki o ülkeler içine içine giriveriyor. İngiliz mutantı varmış. Yetmedi, Güney Afrika. Dünya turuna çıkmış gibi, Kaliforniya, Brezilya. Daha bunların anlamını çözememişken, bu akşam tv’de ‘Mis C’, ‘Mis A’ koronası çıkmış, bunun haberini izledim. Anlayacağınız tam bir kuşatma altındayız. İyi ki Pollyanna Koca var. Mayıs’a aşı tamamdır, olmadı sonbahara tamamdır, olmadı ‘günler mi bitti’
Mesela ‘Askıda Damat’ var.
Aslında ‘var mı’, ‘yok mu’ belli değil. Vardı, yok edildi. Yoktu, var edildi. Belki de ‘kıymete bindi’. O var mı, yok mu bilinmez ama; paraların olmadığı kesin.
Mesela ‘Askıda Dayak’ var.
Yer misin, yemez misin? Yumruklu mu istersin, sopalı mı? Öyle bir revaçtaki; bir partinin Genel Başkanı da bunun ‘tadına’ bakıyor, gazetecisi de, kadını da. İşin trajikomik tarafı tüm bunların ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklandığı günlerde olması. Oysa ben daha bir yazı önce ‘ İnsan hakları eylem planı, insanları HAKLAMA eylem planına dönüşmesin’ demiştim. Nereden bildim acaba?
Mesela ‘Askıda Fosforlu Cevriye’ var.
Bir partinin Genel Başkanı kürsüden, kendi torunu için, ‘ Nesebi gayri sabih’ denildiğini, duygulanarak dile getirdi. Ben bu tanımlamanın ne anlama geldiğini bilmiyordum, sözlükten öğrendim. Muhtemel çoğu kişi de bilmiyordur. Bu köşede anlamını yazmayacağım, sadece:
Edep Ya Hu!
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)