EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ ÇAĞIRARAK ARAR

“insan kendi sorunlarını ancak kendisi çözebilir, başkaları o sorunlarla ilgilenir görünse de yeterince ilgilenmezler” anlamında söylenir.

Niye mi ?

Düzce her geçen gün çözülmeyecek sorunlar yumağı haline geliyor..

Ama çözüm diye önümüze konunlar sadece lafta kalıyor yada elin şeyi ile gerdeğe giriliyor..

Mesela İNÖNÜ PARKI ,Başkan aynı yere değişik yerlerden resmini koydurup İnönü parkının etrafına astırıyor.. Ortada koca bir beton çevresinde de, yine betonlar..

Buranın tam projesi nedir nereye ne yapılacaktır, dikilecek fidanlar kadar sökülen fidanlarda ,kurutulan ağaçlarda güzeldi.. ama parasız iş yapılmaz taktiği ile dikilecek fidanlar boy boy gösteri yapıyor İnönü parkı içinde..

Başkan Özlü pankart astırıyor 10 bilmem kaç liralık yatırım yapıyoruz diye..

Ya bırakın 10 bilmem kaç liralık yatırımı ,cebinizden tek kuruş çıkıyor mu, cebinizden tek kuruş koydunuz HAYIR..

Peki nasıl yapılıyor

Son seçimlerde Cumhurbaşkanı, Millet parkları yapılacağını, içinde de ücretsiz çay, kahve poğaça ve kek ikram edileceğini söyledi ve çevre bakanlığı Türkiye’nin dört bir tarafına bu parkları yaptı yada yapıyor ,Düzce’de bir il olarak Çevre bakanlığının yaptırdığı parkı, belediye yaptık diye sunuyor…

Yani el elin eşeğini arıyor ama türkü ve pankart dışında bir destek yok…

Ya diğeri

Yine Başkan Özlü ,pankart astırmayı çok sevdiğinden ve her gün daha da sıkışan kalıcı konutlar yolunu nasıl genişletiriz, nasıl bisiklet yolu yaparız, nasıl tramvay gibi bir şey yapabiliriz diye ekibi ile kafa yoracağına İSTANBUL CADDESİ’nin binalarının tek düzeye getirilmesi ile ilgili güzelleştiriyoruz yada ona benzer pankart ile afişlere çıkıyor.

Özlü, herhalde Düzce’linin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan haberi yok bu biiiirrrrr…

Özlü, herhalde bir caddenin tek düze olmasını sağlamanın eski komünist ülkelerde olduğundan haberi yok  bu ikkkkkkkkkkkiiiiiiiii..

Özlü,Cedidiye camisinin önündeki alanı küçültmenin yolunu arıyor ve Düzce’de hiç yapılmamış bir mimari tarzı ile Düzce’lilerin gözünü boyamaya kalkıyor. Buda üççççççççççççççç..

Özlü eski diyerek kaldırılan konak düğün salonunun bulunduğu alanı niye terk ettiğini, orası ile ilgili düşüncelerini anlatmıyor bu döööörrrrrttttt

Özlü, Düzce kasrı’nın orada bulunan tv vericileri ve telefon antenlerinin kaldırılması için bir yerlere baskı yapıyor, ama bunların nereye nasıl ve kim tarafından kaldırılacağını, kaldırmak için öne sürüler insan sağlığına zarar verdiği iddiasını  ileri sürüyor ama bu vericilerin lisanlı olduklarını bilmiyor…buda beeeeeeeşşşşşşşşşşşşşş.

Bitti mi elbette bitmedi mesela stadın kalıcı konutlar, çam köy bağlantı  yoluna yapılması gerekirken Şıralığa götürülüyor, stada seyirci sayısı olarak 81 li rakamlar konularak göz bağlama sağlanıyor,oysa Türkiye olimpiyatları yapmak için her dönem aday oluyor, olimpiyatların Türkiye’de yapılmasının kabul edilmesi halinde yakın illerde de büyük statlara ihtiyaç olacağı düşünülemiyor sadece Şıralık denilerek hikaye tamamlanıyor…

Bakın bir nefeste bunları yazdım…yapılacak denilen yapılamayan, temel 2020 de atılacak denilen ama atılamayan temellerden Düzce geçilemiyor…Bu arada sadece yapılacak denilenler ise kağıt üzerinde kalıyor…Çünkü ortada proje yok,plan yok…

Çünkü her kafadan ses çıkıyor,Ankara odaklı çalışılıyor,… yani el’in oğlu bizim eşeği ararken türkü çağırıyor ama biz hala arayıp bulur ve yapar diye kendimizi kandırıyoruz…

VAHE İLE…

Kaç para verildi bilmiyoruz, ama yapılan program tam bir rezalet iki  üç adet Düzce yemeği diye sunulan yemekler , Düzce’de sadece haluj mu, gözleme mi yufkalı pilavlı et mi  yapılmaktadır…,Düzce sadece köfte ile mi meşhurdur …kıl çadır içinde sunulan program.. Düzce diye lanse edilen Bolu’nun tanıtımı ile devam etti. Sunucu Vahe Kılıçaslanın evlerdeki çekimlerde canı sıkılmıştır çünkü yemek yapan yemeğini anlatamamaktadır.. Programı bir kez daha izleyin ve Vahe’nın yüzündeki ifadeye bakarak programı hiç istekli çekmediğini fark edersiniz…

Fırsat yine kaçtı…

Tebrikler