EY! AKIL SAHİPLERİ…

Tamahkârlık;

Eski bir tabir olduğu için bilmeyenlerimiz olabilir.

Tamahkârlık “Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık” diye geçer edebiyatımızda.

Bununla ilgili birçok atasözümüz vardır edebiyatımızda.

Örneklersek eğer “Deveyi yar’dan (uçurumdan) uçuran bir tutam ottur..” diyebiliriz. Açıklamaya gerek var mı bilmem?. Ufak şeylere tamah edip ahmaklık edenler için söylenmiş bir sözdür.

Kayıtsız şartsız itaat etmenin veya sevmenin sonucu ya felakettir, ya da selamettir. İnsana düşen görev ise felakete düşmeyi de, selamete çıkmayı da tesadüflere bırakmamaktır.

Basit menfaatler karşılığında günü kurtarmak adına kayıtsız şartsız birilerinin ardına düşersen eğer; deve misali bir tutam ot için hayatını kaybedersin. Bu örneği insana uygularsak gelecek nesillerin istikbalini tehlikeye attığının farkına varamazsın.

Yüce dinimizden örnek verirsek eğer, insan denilen varlık iyi amellerden de (işlerden de) kötü amellerden de sorumludur.

Anlayacağınız “bizi yanılttılar”, “Kandırıldık” veya “biz masumuz” deme şansımız yoktur.

Çünkü Allah insan denilen varlığa AKIL gibi üstün bir yeteneği vermiştir.

Siyasilerimizin bu konuda Maşallahları var. Üslupları o kadar düzgün ki sormayın gitsin. Tophane berduşu kıvamında birbirleri ile öyle ağır ithamlarda bulunuyorlar ki insan olanın dimağı duruyor.

Şu an ülke gündemi ANDIMIZ ile çalkalanıyor. Milli Eğitim Bakanlığının Andımızın okutulması kararını temyiz ettirdi. Ve Danıştay da 13 MART 2021 de bu itirazı oy çokluğu ile kabul etti.

Anlayacağınız, bundan sonra ANDIMIZ okullarda okutulmayacak sevgili dostlar.

Yani okullarda çocuklarımız “Türküm, doğruyum, çalışkanım..” diye başlayan Türklük Andını okuyamayacaklar.

Bu konuda birçok şeyler yazıldı, çizildi ve söylendi. Hatta “Andımız, okunmasıyla hiç kimse TÜRK olmuyor..” diyenlerimiz bile oldu.

Elbette Andımızın okunması veya okunmamasından dolayı hiç kimse Türk olmaz ve Türk olmaktan çıkmaz. Ama hırsızlığın her türlüsünü yapanlar veya bu arsızlıkları görmezden gelenlerde günde 5 vakit namaz kılsalar bile Müslüman olmuyorlar..

Anlayacağınız sevgili dostlar, TÜRKLÜK, DOĞRULUK ve ÇALIŞKANLIK birilerine fena batmış.

Tabi bu arada bunların gündem değiştirmekte de ellerine kimse su dökemez.

Andımız konusundaki Milletin şişkinliğinin gazını almak için birden bire HDP nin kapatılması ve Milletvekillerinin milletvekilliğinin düşürülmesi alel acele meclise getirdiler. Ve içlerinden birinin milletvekilliğini düşürdüler.

Bana göre HDP terör örgütü ile arasına mesafe koyamadığı için ve onun siyasi kanatlığına soyunduğu için zaten seçime bile sokmamaları gerekirdi.

Dedik ya deveyi yardan uçuran otu milletin önüne koydular.

Kendilerinin zamanında çanak tuttukları, anlaşma yaptıkları, hatta İmralı’daki canının mektuplarının okunması itiraz etmedikleri kişilerin kellelerini oy için milletin önüne koydular.

Milletin geçim sıkıntısı, ülkedeki pahalılık, pırıl pırıl gençlerimizin sokaklarda aylak aylak gezmesi umurlarında bile değil.

Birde üstüne üstlük pandemiden kıvrılan ülke insanının sorunları dağ gibi dururken ve bu durumdan utanması gereken kişiler yani bizi idare edenler sunni gündemlerle zavallı halk ile dalga geçer oldular..

İçlerindeki sancıyı hepimiz tahmin ediyoruz. Cumhuriyetle, Türklükle ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ile hesaplaşmak olduğunu da adımız gibi biliyoruz.

Pekâlâ; bize düşen görev ne? Veya biz ne yapmalıyız?

Kısacası şu ilahi uyarıyı dikkate almak zorundayız.

İlahi kelam KUR’AN bize onlarca yerde hitap eder “EY! AKIL SAHİPLERİ” diye. Bu mazlum milletin önüne hakaret edercesine bir tutam ot bırakıyorlar deve misali, uçurumun kıyısına getiriyorlar.. İnşallah başaramayacaklar…

“……….Allah, pisliği AKLINI kullanmayanlar üzerine bırakır.” (Yunus süresi ayet 100) Hak’tan gelen bu ilahi uyarıyı dünyevi işlerimizin çözümünde de rehber edinmek zorundayız.

Ben bu ot’a bağlı tuzağı gördüm. Göremeyenler geleceklerini kurtarmak adına tekrar düşünsünler ki, TÜRK Devleti kıyamete kadar baki kalsın..