O ESKİ HALİNDEN ESER YOK ŞİMDİ

Yemyeşil olması dolayısıyla adı YEŞİL DÜZCE diye anılan kentimiz de resmen yeşile hasret bırakılıyoruz. Oysa siz Proje kitapçığınızda “ İnsan- şehir-tabiat dengesini en ideal şekilde gözeterek, şehrimizi yeşil ve sürdürülebilir büyüme ilkesiyle inşa ve ihya edeceğiz” demiştiniz.

Hemen hemen hepimiz bu kentin 10-20  sene evvelini biliyoruz.  Belki de o kadar da geriye gitmeye gerek yoktur. Her yerinde koca koca yeşil  ağaçların olması sebebiyle adı YEŞİL DÜZCE diye anılırdı bir zamanlar bu kentin.

Bugün baktığınızda sokaklarında bir tane ağaç bırakılmamış, parklarında ki ağaçları budama yapılıyor diye biçilmiş, biçilemeyen kurumaya terk edilmiş, ne mezarlığında ne dere kenarında, ne yol boyunda tek bir dikili ağaç bırakılmamış, tabiri yerinde ise kel aynak kuşuna dönmüş bir kent merkeziyle karşı karşıya kaldık.

Oysa siz Proje kitapçığınızda “ İnsan- şehir-tabiat dengesini en ideal şekilde gözeterek, şehrimizi yeşil ve sürdürülebilir büyüme ilkesiyle inşa ve ihya edeceğiz” demiştiniz.

Her yanı betona boğulan, tüm yeşil alanları işgal edilen, nefes alacak tek bir meydan bırakılmayan Düzce’de asırlık ağaçlar bile artık yoklar.  Bu mu sizin şehir tabiat dengesi anlayışınız? Bu mu sizin yeşil ve sürdürülebilir  büyüme ilkeniz?

Yeşil alanları rant  kapısı görerek, meydanlardaki ağaçları yok edip yerlerine dükkanlar yaparak, kökünü toprağa salmış, tutunmuş, yaşamaya başlamış canım ağaçları yok ederek Düzce’ye betondan bir vizyon çizmek mi Düzce’yi inşa ve ihya etmek?

İstanbul Caddesinin içler acısı hali, havanın ısınmasıyla  yükselecek sıcaklık değerleri, mermerin etkisiyle artan nem,  2021 yazı için hepimizin zor zamanlar geçireceğinin göstergesi.

Fotoğraflarda kalan eski yeşil Düzce, sizin bizlere dayatmaya çalıştığınız beton vizyonunuzdan çok daha iyi ve çok daha sağlıklı.