İnsanların hayalleri elbette vardı. Bir göreve eğer o yerin geçmişini biliyor iseniz, orada hayatınızı sürdürdü iseniz ,lise bitirip şehri terki diyar etti iseniz, bir göreve getirildiğinizde o kenti tanımıyor sayılırsınız…..
İnsanların hayalleri elbette vardı.
Bir göreve eğer o yerin geçmişini biliyor iseniz, orada hayatınızı sürdürdü iseniz ,lise bitirip şehri terki diyar etti iseniz, bir göreve getirildiğinizde o kenti tanımıyor sayılırsınız…
Sizin üst düzey bürokrat olmanız da. sıradan birisi olmanızda pek fark etmez ve en önemlisi hangi göreve gelirseniz gelin hele hele bilmediğiniz bir görev ise ,sizden öncekilerin yaptıklarına da saygı gösterme zorunluluğunuz da vardır.
Gelelim bu günkü Düzce’ye…
Faruk Özlü başkan oldu…
Önce İstanbul caddesi dedi…Önce Mehmet Keleş zamanında dikilen ,büyümüş, şehrin ana caddesine gölge yapan ağaçları taşıyacağız demesine rağmen bir gece yarısı kestirdi..
Kestirdiği ağaçların toprakta kalan bölümleri ise kesme makinaları ile çizilerek yeniden filiz vermelerini de engellediler.
Bu gün ise resimlerde görüyorsunuz bir kentin girişinde neredeyse tek bir büyük ağaç yok.. Kesilen bir başka deyişle katledilen ağaçların yerine dikilenler ise yaptıkları gölge ile kendilerinin dibine yetmiyor. Oysa Düzce şehir parkı yemyeşildi.. Şehir merkezi taşlarla kaplanmamıştı. Kaldırımlarda insanlar yürürken ayaklarının altı yanmıyordu.. Şehir merkezindeki ısı derecesi birkaç derece yükselmemişti. Merkez de ağaçların yaptıkları rüzgar ile hava sirkülasyonu olurdu. Park gazinosunda otaranlar biraz nefes alırdı..
Son olarak Düzce’nin nostaljik bir görüntüsü ile veda edelim ve Düzce’yi modern kent yapacağız derken insanların ağaçları nasıl yok ettiğini de gözleyelim.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)