CİHAT VE GAZA…..

Bugün size içimde hep ukde (dert) olmuş ama bir türlü yazmaya fırsat bulamadığım bir konuyu işleyeceğim..

Okul zamanlarında sıkça duyuyorduk bu terimleri.

Ama zamanımızda da duymaya başlayınca bu konuda bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim..

Ne idi o terimler biliyor musunuz?

CİHAT ve GAZA…. “Cihadınız mübarek olsun” veya “ Gaza’nız mübarek oldun” diye söylenir oldu artık…

CİHAT nedir?, kime karşı yapılır?, hangi şartlarda yapılır, Gaza kime karşı yapılır? Ve şu an ülkede bunları dillendirerek Milletin kafasını bulandırmak kime fayda sağlar? Onu anlatacağım.

İslâm Âlimlerinin büyüklerinden birine sorarlar “Cihat ne demektir?” diye. Cevaben “Cihat; Devletin ve Ordunun düşmanlarla, kâfirlerle ve sapıklarla harp etmesi demektir.”  cevabını verir ve ardından da ilave eder. “Müslüman devlet olsun, Kâfir devlet olsun.. Adil olsun, zalim olsun kendi devletine isyan etmeye, vatandaş kanı dökmeye, birbirine saldırmaya CİHAT denmez. Fitne ve Fesat çıkarmak denir”..

GAZA ise; İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş, kutsal savaş demektir.

Ülkemiz, 2002 den sonra bir dizi AÇILIMLARA sahne oldu. Bunun topyekûn adına da DEMOKRATİK AÇILIM adını koydular. Hatta DİNLER ARASI DİYALOG adı altında bir projeyi de bu halka anlatmak ve halkın nabzını tutmak içinde ülkemin değişik yerlerine değişik meslek guruplarından seçilen AKİL ADAMLARI gönderdiler.

Her gittikleri yerde bazen dışlandı bu adamlar, bazen de çılgınca alkışlandı.. Çok yerde “Gazanız Mübarek olsun” bazen de “ Cihadınız mübarek olsun” tezahüratları yaptılar bir takım şakşakçılar vasıtası ile. Bir yanlışlığa sebebiyet vermemek için de yukarıdaki açıklamayı özellikle yaptım.

Şimdi soruyorum, “CİHAT” ve “GAZA” lafını ağzından düşürmeyenlere?.

Bu Cihadı ve Gaza’yı kime karşı yapacaksınız?..

Yıllarca bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e, yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim i Türkçeye çevirdi diye en galiz küfürleri edenlerin hatta kâfirlikle itham edenlerin,

birileri tarafından “Bakın sizin için Kur’an-ı Kerim’i KÜRTÇE’YE çevirdik, daha rahat okuyup anlayasınız..” dediklerinde neden dut yemiş bülbül gibi sustuklarına, ketum kaldıklarına anlam veremiyorum.

O zamanlar başarılı olmamış olan bu açılımlı saçılımlı projeleri Reisimiz tarafından “Bu projeleri şimdilik buzdolabına kaldırdık..” demesinden sonra, yakın bir zamanda tekrar ülke gündemine koyulacağı acı bir gerçektir. Çünkü ekonomimizin dip yapması ve ipin ucunu kaçırması ve salgın tehdidi ile boğuşan ülkemde LEBALEP kongreler yapılması,

bunların hepsi denizin bittiğinin alametidir.

Hatta “Hazırlıklarımızı tamamlamamız 19 yıl sürdü. Asıl şimdi başlıyoruz..” diyen AKP li Mahir ÜNAL ne demek istiyor. Hatta 19 yıldır hazırlığı yapılan şey nedir ve daha neler yapacaklar, bir açıklama bekliyoruz.

Bunların hepsinin oy devşirmek için bu ülkenin mazlum insanlarına yapılan kötülükler olduğunu bilmiyor muyuz biz?.

Ben iftihar ederim Yüce Kitabımızın Türkçeye, Kürtçeye, İngilizceye hatta Japoncaya çevrilmesinden. Hiçte rahatsızlık duymam..

Ama Milletin dirliğini ve birliğini bozmaya kalktığınızda ve Milletin içine nifak tohumları serptiğinizde ve ömürlerini milletine, dinine hizmet etmekte bitirmiş kişilerin arkasından küfredildiğinde de, bizimde bu konular hakkında bir iki kelam etme hakkımız doğuyor elbette.

Ortadoğu’yu kan gölüne çevirerek sözüm ona Cihat adı altında “Allahu Ekber” diyerek Müslüman kafası kesmek, kadınların ırzına geçerek onları köle gibi satmak asla İslam gibi kıyamete kadar baki kalacak bir dinin içinde yok.

Bunların; Müslümanların arasına fesat tohumları serpmek için bize biçilen bir elbise olduğunu ve bunun bir proje olduğunu bilmiyor muyuz biz?.

Yine bu ülkede “inananlar” ve “inanmayanlar” diyerek, hatta “Alevi”, “Sünni” diyerek böldüğünüzün farkında değil misiniz siz?.

Ben; asıl CİHADIN yani EN BÜYÜK CİHADIN kişinin kendi nefsiyle yaptığı mücadele olduğunu bilirim.

Veee Bunları bilir, bunları söylerim….