T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülen ve koordinasyonu Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından sağlanan Üniversitelerimizin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması programı kapsamında Çevre ve Sağlık alanlarında pilot..
T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülen ve koordinasyonu Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından sağlanan Üniversitelerimizin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması programı kapsamında Çevre ve Sağlık alanlarında pilot üniversite ilan edilen Düzce Üniversitesi, bu kapsamda yürüttüğü faaliyetlerle bölgesel kalkınmada lokomotif rolü oynuyor. Düzce Üniversitesi Çevre ve Sağlık Teknolojilerinde İhtisaslaşma Koordinatörü Doç. Dr. Uğur Hasırcı, konuya ilişkin bilgiler aktardı.
2016 yılında başlayan Üniversitelerimizin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması programı kapsamında seçilen ilk 5 pilot üniversiteden biri olan Düzce Üniversitesi’nin, bölgesel paydaşların talebi doğrultusunda Sağlık alanında ihtisaslaşma konusu olarak “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp”, Çevre alanında ihtisaslaşma konusu olarak da “Tarımsal Atıkların Endüstriye Geri Kazanımı” konusunu seçtiklerini belirten Doç. Dr. Uğur Hasırcı, bu iki alanda 2016 yılından bu yana yürütülen faaliyetleri özetledi.
Sürecin en başında, kamu kuruluşları, meslek odaları, sivil toplum örgütleri, müteşebbisler, basın mensupları, öğretim üyeleri ve öğrenciler başta olmak üzere tüm paydaşlarla odak ihtisaslaşma alanları konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ve tüm paydaşların sürece aktif katılımını sağlamak için köylere kadar ziyarette bulunduklarını aktaran Hasırcı, geride kalan 6 yıllık sürede kazanılan başarıların temel sırrının, bölge halkının sürece etkin katılımı ve topyekün sahiplenme olduğunu vurguladı.
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında Düzce Üniversitesi’nin yürüttüğü faaliyetlerin 4 temel başlıkta toplandığını belirten Doç. Dr. Hasırcı, bunlardan ilkinin Ülkemizde uzun yıllardır suiistimal edilen ve merdiven altı ortamlarda hijyenik olmayan yöntemlerle yapılan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarının, Sağlık Bakanlığı’nın onay ve denetiminde uygulanması olduğunu belirtti. Bu amaç için, Ülkemizin en büyük ve müstakil kapalı alana sahip Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduklarını hatırlatan Doç. Dr. Uğur Hasırcı, bu merkezde sadece hekimler tarafından 10 farklı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamasının Sağlık Bakanlığı sertifikasyonuyla yapıldığını, ayrıca bu uygulamalara ilişkin eğitimler verilip bu eğitimler sonunda yine Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika sağlandığını sözlerine ekledi.
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında diğer bir faaliyet konusunun, bu alanda kullanılan Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin yetiştiriciliğinin bölge halkına yaygınlaştırılması olduğunu vurgulayan Hasırcı, bu amaç için şu ana kadar 100’ün üzerinde gönüllü çiftçi ile 1000 dönümün üzerindeki alanda Tıbbi Adaçayı, Tıbbi Nane, Tıbbi Kekik, Safran, Salep, Kudret Narı, Biberiye gibi birçok tıbbi bitkinin deneme ekimlerinin yapıldığını, artık çiftçilerin bu ürünleri kendileri yetiştirecek yeteneği kazandığını ve bundan önemli bir gelir elde ettiğini belirtti. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp konusunda üçüncü bir faaliyet alanının Tıbbi Mantarlar olduğunu belirten Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi, Reishi ve Şitake gibi değerli tıbbi mantarların bölge halkıyla birlikte üretildiğini ve bölge halkının bu mantarların satışında önemli bir gelir elde ettiğini vurguladı.
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ürünleri ve uygulamaları için hammadde vasfı teşkil eden tıbbi bitki ve tıbbi mantarları sadece bölge halkıyla birlikte üretmekle kalmayıp, bölge halkının ürettiği hammadde niteliğindeki ürünlerden, son tüketicinin kullanacağı nihai ürünler de ürettiklerini paylaşan Hasırcı, bu amaç için Doğu Marmara Kalkınma Ajansı desteğiyle Düzce Üniversitesi Üretim Merkezi adında bir merkez kurduklarını, bu merkezde likit formdaki her türlü gıda takviyesinin, tablet ve kapsüllerin, tıbbi her türlü gramajda bitki çaylarının dolumu, paketlenmesi, etiketlenmesi ve kutulanmasının yapıldığını ifade etti. Bu merkezde mevcut cihazlarla sadece Düzce Üniversitesi’nin ürünlerini üretmediklerini, endüstriye nitelikli üretim hizmeti sağladıklarını vurgulayan Doç. Dr. Hasırcı, Düzce Üniversitesi Üretim Merkezi’nin GMP ve ISO sertifikasyonuna sahip olduğunu aktardı. Üretilen ürünlerin satışı için markalaşma yoluna gittiklerini söyleyen Doç. Dr. Uğur Hasırcı, Dulife çatı markası altında bitkisel ürünler için Herbynia, kozmetik ürünler için Melenis, arıcılık ürünleri içinse Apidevera markasını Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescillediklerini, ilerleyen aşamada ise Türkiye’de bir ilk olarak, bu markaları bölge girişimcilerinin kurduğu Formlife Sağlıklı Yaşam Ürünleri A.Ş.’ye lisansladıklarını, lisans sözleşmesinin hükümleri gereğince firmanın her yıl cirosunun belli bir kısmını Düzce Üniversitesi’ne ödediğini, ayrıca tüm üretim sürecini de Düzce Üniversite kontrolünde yaptığını belirtti.
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp alanında 2022 yılı için birçok ticari girişimi olgunlaştırdıklarını ve bunu da yakın zamanda kamuoyuna deklare edeceklerini vurgulayan Doç. Dr. Uğur Hasırcı, bu girişimlerde temel motivasyonlarının Ülkemizin özellikle net ithalatçı olduğu ürünleri yerli ve milli imkanlarla üreterek cari açığın kapatılmasına ve bölge halkına gelir getirici faaliyetleri koordine etmek suretiyle bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmak olduğunu sözlerine ekledi.
Düzce Üniversitesi’nin Çevre alanında ihtisaslaşma konusu olan Tarımsal Atıkların Endüstriye Geri Kazanımı konusunda yürüttüğü faaliyetler hakkında da önemli bilgiler aktaran Hasırcı, fındık ve pirinç gibi bölgenin temel tarım ürünlerinin atıklarının döngüsel ekonomiye kazandırılamıyor olmasının, sürecin başında temel motivasyonları olduğunu ve bu atıkların döngüsel ekonomiye kazandırılması için bölge halkıyla birlikte faaliyet yürüterek bölgesel kalkınmaya katkıda bulunduklarının altını çizdi. Örneğin pirinç kabuğunun aslında çok belirgin bir yanmazlık niteliği olduğunu ve pirinç kabuğu katkılanan inşaat malzemelerinin standartların çok üstünde yanmazlık niteliği kazandığını belirten Hasırcı, Düzce Üniversitesi öğretim üyelerinin bu konuda yürüttüğü faaliyetler neticesinde ürettikleri teknolojinin patentini aldıklarına dikkat çekti.
Bölgenin temel tarım ürünü olan fındığın da hem yumuşak yeşil kabuğunda, hem de sert kabuğunda çok ilginç nitelikler barındırdığını, fındık kabuğundan karbon siyahı, odun kömürü ve odun sirkesi gibi ürünler üretmek ve bölgenin tarımsal atıklarını değerlendirmek üzere, Mısırlı bir yatırımcı grubunun Düzce’ye toplam yatırım bedeli 20.000.000 Euro olan bir yatırım gerçekleştirdiğini ve Düzce Üniversitesi ile ortak Ar-Ge faaliyeti yürüttüğünü ifade etti.
Düzce Üniversitesi bünyesinde tarımsal atıklardan ayrıca nitelikli kompost üretildiğini ve bu kompostun da özellikle bölge halkında tıbbi mantar yetiştiricileri tarafından kullanıldığını vurgulayan Hasırcı, kompostun da kısa süre içinde ticari bir ürün olarak, Düzce Üniversitesi Hastanesi önünde kurulan ve Düzce Üniversitesi’nin bölgesel kalkınma süreci kapsamında ürettiği tüm ürünlerin satışının yapıldığı Düzce Üniversitesi Satış Ofisi’nde değişik gramajlardaki paketlerde satılmaya başlanacağının bilgisini verdi.
Tarımsal atıklardan bölge halkıyla birlikte yetiştirdikleri diğer bir ürünün de, hem toprağın ve bitkinin nemini muhafaza eden, hem de çok bitkiye çok dekoratif bir nitelik kazandıran malç olduğunu söyleyen Hasırcı, Düzce Üniversitesi Tarımsal Atıkların Endüstriye Geri Kazanımı Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde tıpkı kompostun olduğu gibi malçın da bölge halkıyla birlikte seri üretiminin yapıldığını, ayrıca periyodik aralıklarla bölge halkına tıbbi mantar, kompost ve malç üretimine ilişkin eğitimler verildiğini dile getirdi.
Hem Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, hem de Tarımsal Atıkların Endüstriye Geri Kazanımı konularında yürüttükleri tüm faaliyetlerde temel motivasyonlarının bölge halkına gelir getirici faaliyetleri koordine etmek suretiyle bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmak olduğunu belirten Hasırcı, bugün sayısı 22’yi bulan Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversite arasında Düzce Üniversitesi’nin, sürecin en başından beri lider ve danışılan Üniversite rolünde olmasının haklı gururunu yaşadıklarını belirterek sözlerini; sürece liderlik eden Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar ve Bölgesel Kalkınmadan Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İdris Şahin’e, sürece önemli destek sağlayan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Şahin ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mustafa Çöpoğlu’na, bu süreçte görev alan tüm akademisyenlere ve en çok da bölgesel kalkınma sürecinde rol alan bölge halkına teşekkür ederek tamamladı.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)