banner
Güncel

Belediye İktisadi Teşekkülleri (BİT)

Sevgili okuyucularım, Bu gün sizlere belediyelerin kurmuş oldukları şirketlerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu şirketlerin nasıl ve niçin kurulduklarıyla ilgili bazı bilgiler aktarıp, ardından Düzce belediyesinin kurmuş olduğu şirketlerden ve bu..

Belediye İktisadi  Teşekkülleri (BİT)

Sevgili okuyucularım,
Bu gün sizlere belediyelerin kurmuş oldukları şirketlerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu şirketlerin nasıl ve niçin kurulduklarıyla ilgili bazı bilgiler aktarıp, ardından Düzce belediyesinin kurmuş olduğu şirketlerden ve bu şirketlerde ortaya çıkan bazı hatalı uygulamalardan bahsedeceğim.
Ve her zaman olduğu gibi bazı sorularım ve önerilerim olacak.

Belediyeler, Anayasamızın 127. Maddesi gereğince “mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması” amacıyla kurulan, kamu tüzel kişileridir.

5393 sayılı Belediye Kanunu Anayasanın ilgili maddesi doğrultusunda belediyeleri “belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, karar organı (Belediye Meclisi) seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olarak tanımlar.
Mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması amacıyla belediyelere sunulan haklardan biriside şirket veya işletme kurabilmeleridir.
Burada özellikle dikkatlerinizi çekmek istediğim husus, bu şirket ve işletmelerin faaliyetlerinin, belediyelerin görev ve hizmet alanları ile sınırlandırılmış olmasıdır.

Sevgili okuyucularım,
Bu bilgileri verdikten sonra, birazda bu şirketlerin neden kuruldukları konusu üzerinde durmak istiyorum.

Görev, yetki ve sorumlulukları yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiş belediyeler neden ayrıca şirket kurma ihtiyacı hissetmiş olabilirler?

Bunun en başta sayılabilecek sebebi, merkezi vesayet denetiminden kaçabilmektir. Bir diğer söyleyiş biçimiyle kamu hukukunun ve kamu bürokrasisinin katı kurallarından ve ağır işleyişinden uzaklaşmak, özel hukuk hükümlerine tabi olmak isteği olarak da tanımlayabiliriz.

Bunlara ilaveten, kentsel sermayeyi harekete geçirmek, yeni istihdam alanları oluşturmak, bürokratik eylemin dışında kalmak, etkili ve pratik yoldan hizmet sunmak isteği de ayrıca sayılabilir.

Bu doğrultuda hizmet vermesi beklenen belediye şirketlerinin kamu yönetimi alışkanlıkları ve memur zihniyetiyle idare edilmeleri halinde, özellikle de siyasal amaçla kullanıldığında etkin ve verimli olmaktan uzaklaşacak, zarar etmesi kaçınılmaz olacaktır.
Belediye şirketlerinin bir çoğu incelendiğinde, yıl sunu bilançolarına bakıldığında zarar açıkladıklarını görürüz. Adeta bir yönüyle belediye şirketleri zarar etmeyi arzu etmektedirler. Bunun sebebi belediyelerin devletten aldıkları bütçeyi, bu zararı karşılamak üzere kolayca şirketlere aktarabilmeleri ve bu paraların bürokratik engele takılmadan kolayca kullanılabilmeleridir.
Bu bilgiler dışında şirketlerle ilgili,
Özel hukuk hükümlerine tabi, dolaylı yönden sayıştay denetimi gören, Türk ticaret kanunu hükümleri esasınca idare edilen kurumlar olarak tanımlayabiliriz.

Sevgili okuyucularım,
Sanırım bu bilgiler bundan sonra anlatacaklarımı anlamanızı daha da kolaylaştıracaktır.

Düzce belediyesinin tee Ruhi Kurnaz döneminde kurulmuş iki adet şirketi vardı.
İNTAŞ ve YEYPAŞ …

Bu şirketlerin ikisinin de faaliyetleri yukarıda bahsettiğim gibi belediyenin görev ve hizmet alanları ile sınırlandırılmıştı.

İntaş belediyeye ait şantiye hizmetlerinde görev yapıyor, Yeypaş ise daha çok sosyal projelere yönelik, tesis işletmeciliği, otopark işletmeciliği gibi konularda belediyeye destek oluyordu.
Sonra ne oldu bilmiyorum hiçbir sebep yokken bu iki şirketin isimleri değiştirildi, belediye için, işlerin daha kolay bitirilebilmesi için, çalışmaktan ziyade, piyasaya mal ve malzeme üreten, para kazanma arzusunu önceleyen şirketlere dönüştürüldü. Daha sonra bu iki şirketin ana sözleşmesinde yazılı olan, yıllardan beri gayet normal yapılabilen işler için ayrıca iki şirket daha kuruldu. BELTUR ve ULAŞIM AŞ.

Sevgili okuyucularım,
Bu aşamadan sonra belediye ve belediye şirketlerinde ortaya çıkan bazı olumsuzluklardan bahsetmek istiyorum.

İsimleri değiştirilen, sayıları hulle yöntemiyle (hibe yoluyla şirket sahibi olma) çoğaltılan belediye şirketlerinin yönetimine (isimleri bende saklı) iki kişi girdi.

Şirketlerin yönetimini ve kontrolünü ele geçiren bu iki zat yapılan hizmetleri ve çalışmaları belediyenin görev ve hizmet alanlarının dışına çıkardıkları gibi, şirket bünyesindeki bazı birimleri belediyeye hizmet eden değil bazı kişi ve kurumlara hizmet eden unsurlar haline getirdi.

Bunlar gerçekten korkunç boyutlarda kamuoyu vicdanını zedeleyecek şeyler.

Yapılan yanlış ve şaibeli icraatları bir kaç örnekle izah etmek isterim.

1. Örnek,
Düzce belediyesi geçen dönem bölgenin en büyük üretim kapasitesine sahip saatte 260 ton asfalt üretebilen muhteşem bir tesis kurdu. Bu tesiste geçmiş yıllarda yaz sezonlarında rekor düzeyde 350 bin tonun üzerinde asfalt üretildi. İki yıldan beri bu tesis yatıyor. Bunu başkanın beşyüz gün adlı kitabından biliyorum. Başkan beşyüz günde 6800 ton asfalt ürettiğini açıklıyor. Bu miktar asfalt fabrikasında sadece on sekiz saatte üretilebiliyor.
Sadede gelirsek,
Ankaralı meşhur bir müteahhit karayollarından Düzce ve civarında asfalt yapmak üzere bir ihale alır. Aldığı ihalenin taşeronluğunu da yukarıda bahsi geçen şahıslara yakın bir firmaya verir. Bu arkadaşlar da şirket vasıtasıyla bu günkü değeri on beş milyon olan güzide asfalt fabrikasını yok pahasına denilebilecek bir rakamla üç yıllığına bu şirkete kiralar.(yıllık beşyüzbin tl)

ŞİMDİ SORUYORUM!!!
Kime,
Sayın başkana.
Bu duyduklarım doğrumu?
Şayet doğruysa, bu bedel neye göre tespit edilmiştir?
Tesis üç yıllığına kiraya verildiyse, iki yıldan bu güne asfalt yapmayan belediye son üç yılı da asfalt yapmadan mı geçirecek?
Üç yıl sonra bu tesisin yıpranma payını kim karşılayacak?

2. Örnek,
Düzce belediyesi şantiyesinde şirketleri tarafından işletilen sadece belediyenin hizmetlerinde kullanılmak üzere iki adet beton santrali kurulmuştu. Bu iki beton santrali belediyenin beton ihtiyacını rahat rahat karşılıyordu.
Yönetim kurullarına giren bu iki arkadaşın bir diğer önemli icraatı da acilen beton santrallerinin kapasitesini artırıp, piyasada iş yapan müteahhitlere beton satmak oldu.

ŞİMDİ SORUYORUM!!!

İş yapan müteahhitlere bizden beton almazsan sana küserim dediğiniz doğru mu?
Siz piyasaya inşaat betonu üretirken, parke taş atölyesi, beton kaldırımlar, her çeşit tamirat ve tadilat işleri, belediye bünyesinde yapılan küçük çaplı onarım, tamir bakım ve inşaat işleri ne olacak?
Belediye şirketi olarak piyasada iş yapan beton firmalarının alanına girerek haksız rekabet yapmış olmuyor musunuz?

3. Örnek
Düzce belediyesi son yıllarda elinde bulunan otobüs filosunu modernize etmiş, sayılarını artırmış, otobüslerin büyük bir bölümünü doğal gazla çalışır hale getirmiş, şantiyede kurmuş olduğu doğal gaz dönüşüm santrali vasıtasıyla yakıt giderlerini beşte bire düşürmüş, otobüs işletmesini kara geçirmişti.
Siz yeni bir şirket kurarak (düzulaş) otobüsleri minibüs haline dönüştürdünüz.

ŞİMDİ SORUYORUM!!
Doğal gazın en ucuz yakıt olduğu bilindiğine göre, yeniden mazotlu araçlara dönmek akıl kârı iş midir?
Hava kirliliğinin bu kadar yoğun ve öldürücü boyutlarda olduğu bu kentte, araç sayısını artırıp, doğal gazdan vaz geçmek doğru mudur?

Tavsiyem,

Kanun koyucunun da söylediği gibi belediye şirketlerini belediyenin görev ve hizmet alanlarına çekmeniz.
Belediyeye ait kıymetli tesislerin derhal belediye için, şehir için üretim yapar hale getirmeniz.
Belediye şirketlerine çöreklenip nemalanmak isteyen bu kişilerin görevlerine son vermeniz.
Bu şirketlerin yönetim kurullarını ve yöneticilerini, konusunda uzman kişilerden seçmeniz.
Belediye denetimli araçlarda doğal gaz kullanımını zorunlu hale getirmeniz.
Şirket muhasebe sistemlerini yeniden gözden geçirmeniz.

Dost tavsiyesi, tutarsanız!

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL