Fakülte’den öğrencim Muş Üniversitesi İ.İ.B.F.’de Öğreti m Üyesi Doç.Dr.Zeliha Tekin, Muş Üniversite Senatosu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili almış olduğu kararla Ünivesite’de çalışan kadın personele bu anlamlı günde..
Fakülte’den öğrencim Muş Üniversitesi İ.İ.B.F.’de Öğreti m Üyesi Doç.Dr.Zeliha Tekin, Muş Üniversite Senatosu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili almış olduğu kararla Ünivesite’de çalışan kadın personele bu anlamlı günde idari izin verildiğini sosyal medyada paylaştı. Muş Üniversitesi Senatosu’na teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Bu paylaşımda Üniversite Senato’larında verilen kararların kamuoyuna açıklanmasıyla ilgili duyurular aklıma geldi. Üniversite Senatolarında alınan kararlarda, ülke çıkarları ön planda olup, ülke bütünlüğüne zarar verici eylemlerde barış ve huzura vurgu yapılırdı. Her şeyden önce, üniversite Senato’larında Türkiye’yi ileriye taşıma, demokrasi ve aydınlanma kapsamlı idi. Bu yönde aydın insanların sorumluluğu olurdu. Nedir aydınların sorumluluğu?
Toplum adına gerçekleri konuşmak ve yalanları deşifre etmek aydınların sorumluluğudur. Bu yönde aydınların sorumluluğu halkın sorumluluğudur. Aydınlar iktidara yakın insanlar değildir. Aydınlar, sosyal bilimciler, psikologlar, matematikçiler, felsefecilerve gazetecilerden çıkar.
Aydın olmak, modaya göre giyinmek ve salon sosyalisti olmak değildir. Aydın halkın beynidir. Devlet, yurttaşlarını eğitimden sonra maaş alın, kahve ve eğlence salonlarında oturun eğlenin ve zaman geçirin diye okutmaz. Milli duygu ve iradeyi kuvvetlendirmek ve bu yönde milli vicdanı uyandırmak her aydının sorumluluğudur. Halkın cahil kalması, şiddetin yanında olması ve fakirliği aydınların eksikliğidir. Aydın mutluluğunu halkın mutluluğunda görür ve bu yönde mücadele eder. Aydın hiçbir zaman maddi güç, şan ve şöhret peşinde koşmaz. Beyin ürünlerini satmaz.
Adın, inandığı doğruyu söyleyebilme yeteneği olan, halkın konuşamadığı süreçlerde sesin çıkarabilme cesareti olan insandır ve aklın bilimin ışığı yolunda eleştiri yapma sorumluluğuna inanır ve gerçekleri açıklar. Bu yönde halkın düşüncelerini savunur ve düşüncelerine tercüman olur. Aydın insan sürekli halkın içerisinde olur ve onunla iç içedir.
Aydın insanlar, ülkeyi yönetenler yanlış yapsa da doğruyu söyler ve yanlışa tavır koyar. Aydın insan aklıyla bilgi üretir, bu bilgilerle gelişmeyi izler, yanlış gördüğü şeylere karşı çıkar. Karşı çıkmada tüm risklere karşı sorumluluk üstlenir. Bu yönde sorumluluklarını yerine getirmeyen aydınların toluma zarar veren yöneticiler kadar payları vardır. Bir Ulusun yücelmesinin gücü aydınlardır. Çünkü bir ulusun değeri siyasetçilerle değil, o ulusun yetiştirdiği devlet insanlarıyla ölçülür. Bir Ulusun güçlenmesinde, barış ve dayanışmada ve birleşmede aydınlar öncülük yaparlar. Bildiği ve yaşadığı doğruları halka anlatan aydınlar, anlattıklarını örgütlemez ve uygulamaya koymazlarsa öncü olamazlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde insan hakları, hukuku, egemenliği, bağımsızlığı ve milli duruşumuz bağlamında duyarlı olmak tüm aydınlarımızın sorumluluğudur.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)