KAR MI?

İlkokul yıllarınızdan hatırlarsınız. Sınıfın en arkasında bir pano olurdu, o panonun üzerinde de mevsimler yazardı. Yaz ayı haziran, temmuz, ağustos, İlkbahar mart, nisan, mayıs, sonbahar eylül, ekim, kasım ve Kış ayıda Aralık, ocak, şubat yazardı. Sonbahar mevsiminin görselinde uçuşan solgun yapraklar, yaz ayında kısa kollu tshirtler giymiş ama alnından ter damlacıkları olan çocuklar, ilkbahar da açan çiçekler ve koşuşan çocuklar, kış ayınca ise kardan adamın yanında duran, atkı ve mont giymiş çocuklar vardı.

Hatırladınız değil mi o panoyu?

Maalesef artık o pano gibi, bu mevsim ayrımları da artık mazide kaldı. Artık Ağustos ayında 17 derece de bol yağmur görürken, aralık ayının başında kısa kollu ile gezebiliyoruz. İlkbaharda 23 dereceleri görürken, bir anda dolu yağmuru ve aşırı yağış ile beraber birçok şehri sel götürebiliyor.

Bu senede aralık ayının gelmesi ile beraber herkeste kar hayali başlamıştı. Çünkü kar yağışının insanda yarattığı etki o kadar değişik ki… Az yağdığı için midir kıymeti, yoksa yavaş yavaş süzülmesi mi, inananın şuan ayrım yapamıyorum. Kar yağdığın da gözünüzün gördüğü ve görmediği her yer artık çarşaf gibi dümdüz bir görüntüye bürünür. Taşlar ufak yükseltilere, yollar çukursuz bir şekilde dümdüz bir görüntüye bürünür. Aslında yağan kar, tüm pislikleri de, kötü görüntüleri de örtmüş olur.

Kar yağarken, tüm dünya sessizleşir. Gece mor bir ışıkla aydınlanır. Hele hele içinize çektiğiniz hava var ya… Offf mis gibidir mis…

Kar güzeldir ama başınızı sokacak eviniz, o evi ısıtacak paranız varsa. Malum sene başından beri elektriğe ve doğalgaza %30 civarında zam geldi. Bu durumda kombiyi ya minimumda çalıştıracaksınız, yada paranıza kıyıp yansın geceler, sabaha da söndürelim diyeceksiniz.

Bazılarının böyle bir şansında olmuyor maalesef. geçtiğimiz hafta Kadıköy de yaşayan Sami Babacan adlı vatandaşımız, sokakta donarak hayatını kaybetti. Belki bu ismi, ölüm onu bulmasa hiç birimiz bilemeyecektik. Ama ne acıdır ki, yıllardır sokakta yaşayan bu vatandaşımız, yine öldükten sonra kıymete bindi ve evinde sıcak yuvasında oturan klavye şövalyeleri, onun üzerinden siyaset yaptı. Bir kesim, ölüm Kadıköy de olduğu için Cehapeli Belediyeyi suçladı,  başka bir kesimde Aile ve sosyal politikalar bakanın aşırı yoksulluğu Türkiye den sildik lafına atıfta bulunarak, Hükümeti suçladı. Ama 65 yaşındaki abimiz, neler yaşadığını hiçbir zaman bilemeyeceğimiz bir şekilde, sessiz sedasız bu dünyadan gitti… kalanlarda twitterdan yazmaya devam etti… ama kalanlar için kimse bir şey yapmadı…

Neyse…

Karların örtüsü sosyal farklılıkları da kaldırır aynı zamanda. Ayağınızdaki 2000 liralık ayakkabıda olsa, 10 liralık terlikte olsa yerde buz varsa, oturursunuz toto üstü aşağıya. Hele hele Düzcedeyseniz, o mis gibi mermer kaldırımlar üzerinde, rus buz patencilere taş çıkarır işler başarabilirsiniz. Kar beyazdır, beyaz saflığın rengi. Ama kar yağışının durması ile Düzce de, beyaz yerini griye bırakır, toz topraktan, kirli sokaklardan dolayı. Ama en tatlısı da nedir biliyor musunuz? Eriyen karlar gündüz eriyip suya, gecede eriyen sular buza dönüşür ya.. Hah o durum tadından yenmez.

Diyeceksiniz ki, eee napalım? Bişey yapmayın, çünkü bu konu da da aynı böyle düşünür bizim 65. Bölük eski kurmay başkanı ve eşrafı. Yoksa kaldırımlara tuz atılırdı herhalde. 2021 senedir, kar ile mücadele de biraz yol alınmıştır diye düşünüyorum.

Herkes evinin önünü temizlese Dünya tertemiz olurdu derlerdi de, kar yağınca herkes dükkanın önünü temizlese kar falan kalmazdı ya ne zaman evrildik? Vallahi ben anlamadım. Herşeyi Yüce Rabbimden bekliyoruz, inşallah bir lodos ile de bu çözülür. Çözülmezse ekime kadar çözülür.. yada kasıma kadar… olmadı 2023 e… belki de 2053 eeee. Ama garanti veriyorum 2071 e hiç bir şey kalmaz.. Zaten ağaçta o zamana kalmaz, kar zaten artık yağmaz. Dedim ya size işte sorunda kalmazzzz.. 😊