banner
Güncel

KATI ATIK BERTARAF TESİSİNDE KİM NELER YAPTI

Sevgili okuyucularım, Sizlerde mutlaka görmüşsünüzdür, sayın belediye başkanı gururla ilan ediyor, yollara pankartlar asmış, “bölgenin en büyük entegre atık bertaraf tesisini kurduk”. diyor Evet gönül rahatlığıyla söyleyebilir bunu. Aradan dört..

KATI ATIK BERTARAF TESİSİNDE KİM NELER YAPTI

Sevgili okuyucularım,

Sizlerde mutlaka görmüşsünüzdür, sayın belediye başkanı gururla ilan ediyor, yollara pankartlar asmış, “bölgenin en büyük entegre atık bertaraf tesisini kurduk”. diyor

Evet gönül rahatlığıyla söyleyebilir bunu.

Aradan dört buçuk yıl geçti,  nasıl olsa geçmişte yaşananları artık kimse hatırlamaz!

Ama tam tersine bir çok hatırlayanı var. Toplum hiç kimsenin tahmin edemeyeceği boyutlarda çetele tutuyor. Aradım birkaç kişiyle konuştum.

Çok ilginç şeyler anlattılar.

Ve beni çok şaşırttılar.

Neler mi ?

Anlatalım o zaman.

 

Sevgili okuyucularım,

İlimiz genelinde katı  atıklar uzun yıllardan beri vahşi depolanıyor. Aslında buna depolama da denilmez çöpler yıllardır rastgele  herkesin gözü önünde  şehrin tam ortasından geçen küçük melen deresine dökülüyor. İl merkezinde, ilçelerde  vahşi çöp sahaları içler acısı durumda. Hem yıllardan beri bizim sağlığımızı, hem de İstanbul’un içme suyunu tehdit ediyor, kirletiyor.

Herkesin ortak beklentisi, bu çok ciddi sorunun bir an önce çözüme kavuşması.

Bu konuda ilk ciddi adım 2004 yılında atıldı. Devrin belediye başkanı Mehmet Keleş’in girişimleri sonucu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı  Düzce’yi  katı atık bertarafı konusunda  pilot il ilan etti ve çalışmalar başlatıldı.

 

O günden bu güne kimler tarafından neler yapılmış, sırasıyla yazalım.

  1. Orman Genel Müdürlüğü ile birlikte yer tespiti yapıldı. ( İsmail Bayram )
  2. ÇED Genel Müdürlüğünden bu alanda düzenli depolama yapılabilir izni alındı. (İsmail Bayram)
  3. Düzenli depolama tesisi projesi yapıldı.(İsmail Bayram)
  4. Yapım işi ihale edildi. İşe başlandı.(İsmail Bayram)
  5. Yapım için iller bankası kredisi sağlandı.(Mehmet Keleş ve diğer dokuz belediye başkanı)
  6. İş bitirildi. Tesis devrin Başbakanı tarafından törenle hizmete açıldı.(Mehmet Keleş ve diğer dokuz belediye başkanı)
  7. Yapılan projeye il özel idaresi dahil  edildi. Tüm köylerin  çöpleri aynı sahaya taşınmaya başladı  (Mehmet Keleş)
  8. Köylüler tarafından açılan dava sonucu, idare mahkemesi  tesise kapatma kararı verdi. (Mehmet keleş)
  9. Verilen kararın gerekçesiz, mesnetsiz ve Yapılan uygulamanın yanlış olduğu anlaşıldı. Çevre Bakanlığı tarafından CED raporu yenilendi. Tesis yeniden hizmete açıldı.(Mehmet Keleş)
  10. Devrin siyasetçileri  tarafından sebepsiz yere tesis yeniden kapatıldı.(Faruk Özlü, Fevai Arslan, Ayşe Keşir)
  11. Düzenli depolama sahasına ilaveten, ayrıştırma, çürütme ve  gazlaştırma  yaparak enerji  üretmek  üzere entegre katı atık bertaraf  tesisi yapım ve işletim işi ihalesi yapıldı…

Şimdi hepiniz bunun önüne Faruk Özlü  yazacağımı sanıyorsunuz değil mi?

YANILIYORSUNUZ.

Hayır, bu ihaleyi Mehmet Keleş yaptı.

Bundan sonrasını isterseniz kendisinden  dinleyelim.

“Katı atık bertaraf işi uzun ve yorucu bir süreçtir.

Başlangıçta önünüze iki yol çıkar.

Bunlardan birini tercih etmeniz istenir.

1.yol yakma.

Atıkları  büyük kazanlarda yakarak  elektrik enerjisi elde etmek.

Çok zor ve pahalı bir yöntem. Özellikle çıkacak olan kirli gazları arıtmak çok zor.

2.yol çürüterek gazlaştırma.

Çöplerin içerisinde zaman içinde oluşan gazların yakılması sonucu enerji elde etmek. Biz bu yöntemi tercih ettik.

Deponi sahamız sınırlı olduğu için, çürütmeyi daha kolay sağlayacak, aynı zamanda ayrıştırma yapacak  bir entegre tesis kurmak üzere de ihaleye çıktık.”

Sevgili okuyucularım,

Keleş’in anlattıkları içerisinde bir şey beni  çok şaşırttı,  tahmin ediyorum sizleri de şaşırtacak.

Şöyle devam ediyor sayın Keleş;

“Yaptığımız entegre tesis ihalesine en büyük itiraz Faruk beyden geldi. O günlerde kendisi henüz milletvekiliydi. Daha önce konuşmuş ve bu konuda  tavsiyelerini almış olmama rağmen “kime sordun bu işi yaparken” diye anlaşılmaz bir tepki gösterdi. Yine de tekrar tekrar kendisine  ihalenin Düzce Belediyesi adına çok iyi sonuçlandığını, işi alan firmanın net  kârının yüzde elli altı’lık bölümünü belediyeye vereceğini, bu ihalenin, emsalleri arasında  bu güne kadar en yüksek kırımla giden ihale olduğunu anlattım, ancak şaşırtıcı bir şekilde beni dinlemedi daha doğrusu hiç duymadı. Belli ki  bana güvenmiyordu. Ankara’dan tanıdığı başka bir müteahhidi Düzce’ye davet etti.(ki bu müteahhit yaptığımız  ihaleye düşük teklif vererek çekilenlerden birisiydi.) Yani bilirsiniz, adam ihaleyi alamamış, rakibi almış, oh ne güzel olmuş diyecek değil ya, Faruk beyin hoşuna gidecek bir takım zırvalar söyledi durdu. Zırva diyorum çünkü doğruyu söylüyor olsaydı, Faruk bey belediye başkanı olduktan sonra bizim işi verdiğimiz müteahhit ile  değil onunla yola devam ederdi.”

Bunlar Keleş’in ifadeleri. Doğru veya yanlış, sayın başkan karar versin. Cevap verecekse köşem ona her zaman açık, bildiği doğruları anlatsın.

Ancak tespit ettiğim ve kesin olarak doğru olduğuna inandığım bir şey var.

Dört buçuk yıl önce bir ihale yapılmış.

İş bir firmaya verilmiş.

Bu kadar süre sonra aynı proje, aynı ihale, aynı müteahhit ile yola devam ediliyor.

O zaman doğal olarak soruyor insan.

Madem ki aynı ihaleyle ve aynı müteahhitle aynı projeyi yapacaktınız, o zaman Keleş’e neden itiraz ettiniz ve işi dört buçuk yıl neden geciktirdiniz?

 

Evet sevgili okuyucularım,

Tekrar yazımızın başına dönecek olursak.

Sayın belediye başkanı şimdi, hiç kimsenin katkısı olmadan, tek başına  katı atık entegre tesisi kurduğunu gururla ilan edebilir.

Tıpkı, milletvekili dahi olmadığı günlerde yaptığı kültür merkezi, otogar ve otoban bağlantı yolu gibi!

Balık hafızalıyız.

Bu süreçlerde Faruk Özlü’nün işi engellemekten başka bir zırnık katkısı bulunmadığını nasılsa UNUTTUK BİZ!

 

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL