KİM YERLİ?, KİM MİLLİ?..

Geçenlerde bir televizyon tartışma programı izliyordum.

Konusu “YERLİ VE MİLLİ”.. Tartışmacılar bu konuyu anlatırken beni bir gülme aldı, sormayın gitsin.. Tabiiki sinirden…

Yerlilik ve Millilik kavramının içi o kadar boşaltılmış ki, şaşırmamak elde değil.

Yıl 1924..

Genç Cumhuriyet zamanı, Rahmetli ATATÜRK ve silah arkadaşları tüm emperyal güçleri ülkeden kovunca, hemen ülkenin selameti için birçok kanun çıkarıyor. İşte onlardan bir tanesi zannedersem 424 sayılı “KÖY KANUNU”.

Bu Kanun, “Yabancıların Türkiye’de köy arazilerinde maden aramasını” yasaklayan bir Kanun.

Ve bu kanunu, o günden bu güne kadar hiçbir iktidarın değiştiremediği, hatta değiştirmeye cesaret edemediğini bildiğimiz bir kanun..

Hani LOZAN Anlaşmasındaki gizli bir maddeden ötürü 2023’e kadar yeraltı madenlerine dokunamıyoruz palavrası ile bu milleti yıllarca uyuttular ya. Yüz yıllık bir anlaşma güya…

Milletler arasındaki anlaşmalarda hiçbir zaman miat yani zaman yoktur, tıpkı NİKAH gibi.. Bir saat sonrada bu anlaşma bozulur, bin yıl sonrada.. Öyle 25 yıllık, 50 yıllık veya 100 yıllık anlaşma olmaz.

İslam’da da var dedikleri MUTA nikâhı gibi. 10 dakikalık, 25 dakikalık, bir haftalık veya bir yıllık Nikâh gibi. Çok komik değil mi?, bence de çok komik.

Her neyse biz Rahmetli Atatürk’ün çıkardığı Köy kanununa gelelim.

İlk Okul ders kitaplarında okuduğumuz Zonguldaklı Uzun Mehmet’i duymayanınız var mı?. İlk Taş kömürünü bulup bu ülkeye kazandırdığı kömür madenleri ile tanıyoruz.

Uzun Mehmet’in Lozan’ın gizli maddesinden haberi yokmuş demek ki.

Sadece onun mu?., Rahmetli Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de haberi yokmuş.

Gitmiş ERGANİ de Bakır Madeni açmış, ETİ A.Ş. yi kurmuş, sonra TÜRK PETROLLERİ A.O. kurmuş ve RAMAN da petrol aramış. Demir madenleri için Ereğli ve İskenderun Demir ve Çelik fabrikalarını kurmuş. BOR madenlerini bulmuş. Hatta ömrünün sonlarına doğru MTA yı, yani Maden Tetkik Aramayı kurmuş. Hiçbir Allah’ın kulu da veya hiçbir dış güç “Hoooop hemşerim sen ne yapıyorsun?, sen bu madenleri çıkaramazsın, Lozan’ın gizli maddesi var. Bunu ancak 2023 de çıkarabilirsin..” dememiş. İşte insanlar tarihinden, hele hele yakın tarihinden koparılırsa ve yabancılaştırılırsa böyle komik yalanlarla yıllarca uyutulur.

Pekâlâ, sonra ne olmuş birde ona bakalım,

Yıl.. 2003

AKP iktidar olalı 6 ay olmuş veya olmamış..

Bir gece saat 2.30 civarların da tüm Türkiye uykudayken T.B.M.M. den bu KÖY KANUNU değişiklikler yapılarak tekrar çıkarıldı. Ek Maddelerle birlikte “Yabancıların Köy Arazilerinde Maden aramasına ruhsat verildi…”

Yetti mi pekâlâ, tabii ki yetmedi…

Hemen peşinden bir kanun daha…

“Yabancıların Türkiye’de çıkaracağı madenlerden T.C. Devletine % 2 pay, çıkarana ise geri kalan %98 lik ufak bir pay verilmesine..” ……gülmeyin yahu.

Yetti mi?.. durun daha önemlisi var. Hemen akabinde bir kanun ek maddesi daha,

Petrol Kanunu çıkarılmıştı ama bir, iki maddesi eksikti. Türkiye Petrolleri A.O. niye petrol çıkarıyor. Bu yetkiyi onlardan alıp yabancılara vermek için Türk Petrollerini özelleştirme kanununa koyup bu yetkiyi de yani Petrol arama hakkını da elinden alıp yabancılara veren kanun çıkarıldı.

Yetti mi?.. Yetmedi tabi ki..

Bu yabancı şirketlerin bilmem kaç seneliğine vergi muafiyeti getirilmesine, kullandığı elektriğin KDV ve ÖTV vergilerinin kaldırılmasına, hatta çalıştırdığı işçinin SSK payının kaldırılmasına da karar verildi.

Vatandaşına gelince aldığı verginin de vergisi için gırtlağına çöken hükümet sıra Yabancılara gelince gayet bonkör..

Sonra da YERLİLİK ve MİLLİLİK konusunda mangalda kül bırakmıyorlar ya, sinir oluyorum..

Onlara göre Rahmetli Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK emperyalistlerin uşağı, kendileri Yerli ve Milli.

Nohut u, Fasulyeyi, salatalığı vs.vs.  hatta samanı bile ithal et. Sonrada Yerli ve Milliyim de. Allah’ım aklıma mukayyet ol.

Bizde uyuyanlara “Heeey kalk, uyan artık..” dedikçe vatan haini Fetöcü, onlar ise YERLİ ve MİLLİ… hadi oradan….

Dedik ya sevgili dostlar,

Kavramların içleri boşaltılırsa böyle komik yorumlar elbette ki insanların geçim sıkıntısından bezmiş, gelecek telaşı karanlığından yıpranmış olan ruh halinin pek umurunda olmaz.

2020 yılının son günlerini yaşıyoruz. Bu gece Yılbaşı.. Her ne kadar pandemiden dolayı Yılbaşı kutlamak yasak olsa bile, ben buradan tüm okurlarımızım yeni yılını kutluyorum.

2021 yılının tüm insanlara bereket, mutluluk ve gelecek kuşaklara bırakacak bir şeylerimizin olmasını temenni ediyorum.