banner
Güncel

Pandemik Kaçış mı yoksa Protestolu Eylem mi?

Değerli Okurlar, Öncelikle geçmiş Ramazan Bayramınızı ve yaklaşan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı en içten duygularla kutlarım. Malum Covid 19 pandemisi başlayalı 1 seneyi geçti. İlk zamanlarda..

Pandemik Kaçış mı yoksa Protestolu Eylem mi?

Değerli Okurlar,

Öncelikle geçmiş Ramazan Bayramınızı ve yaklaşan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı en içten duygularla kutlarım.

Malum Covid 19 pandemisi başlayalı 1 seneyi geçti. İlk zamanlarda hafta sonu kapanmalar, bu süre zarfında zamanın nasıl geçeceğini düşünmeleri düşünürken, kısıtlamalı hayatı yaşayalı hatta alışalı 1 koca sene oldu. Hoş bazı sektörler bu tatil gibi görünen kısıtlamalarda çalışmak zorunda kaldı ama, ülkenin geneli genelde 4 duvarın içine hapsoldu. Bahçeli geniş evlerde, maddi kaygısı olmayan Türkiye’nin elit veya nemalanan kısmını bu hapsoluşa katmıyorum.

Bu hapis hayatının tek bir amacı vardı. Bulaş riskini azaltmak, temaslı insan sayısını minimuma düşürmekti. Bu sayede güzel günler bizi bekleyecek, güneşli günlerde bir araya gelebilecektik. Ama yanlış süreç yönetimi, yasaların ve kuralların güçsüze, itiraz etmeyene uygulanması dışında aslında bir şey olmadı.

Neler yaşandı hatırlayalım.

Zaten yıllardır gereksiz görülen 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi milli bayramlarda resmi tatil olduğu için sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı. Ancak yine 2016 yılında yaşanan darbe girişiminin yıl dönümü ve Milli Bayram ilan edilen 15 Temmuz’da coşkulu ve kalabalık kutlamalar yapıldı. 23 Nisan da evimizden okuduğumuz İstiklal Marşımız, 15 Temmuz da hep beraber ve yan yana okundu.

Bulaş riskinin özellikle kapalı ortamlarda arttığı  ve mesafenin neredeyse “0” a indiği kongreler ve toplanmalar pandeminin ilk zamanları iptal edilirken, vaka sayısının düşmesi ile beraber, DSÖ 2 dalga geliyor aman dikkat dediği halde, kongrelere BİLİM KURULUNUN tavsiyesi ve SN CUMHURBAŞKANIMIZIN izinleri ile onay verildi. Özellikle dava insanının ve bu davaya gönül veren değerli vatandaşlarımızın saf duygular ile katıldığı ancak meşhur MASKE; MESAFE kuralına uymadıkları kongreler 81 ilde yapıldı ve en son İstanbul’da yaklaşık 10.000 kişinin içeride, bir o kadarının da dışarıda olduğu kongreler yapıldı. Sadece birkaç gün sonra kurula katılan ve ön sıralarda yer alan kişilerin testleri pozitif çıkmaya başladı. Varın tribünleri siz düşünün. O sırada bu topluluğun hemen yan tarafındaki tavuk dönerci ise Covid 19 önlemleri kapsamında kapalıydı.

Mesafenin çok az olduğu ve bulaş riskinin çok olduğu gerekçesi ile lokantalar ve yemek yerleri kapatıldı. Ama Bursa’da bir lokanta toplu iftar yemeği verilmek üzere özel olarak açıldı. Bu toplantıya katılan siyasi partinin üyeleri, eşleri ve çocukları çakarlı arabalar ile gelip afiyetle yemeklerini yediler ve evlerine döndüler.  Hatta Demet Akalın Şanlıurfa Belediyesi’nin konuğu olarak gittiğinde de ona büyük sofralar kuruldu. Hem de BELEDİYE BAŞKANI ve Valilik onayı ile.

Önce saat 21.00 olan sonrasında 19.00 a çekilen sokağa çıkma sınırı kararı alındı ama siyasi bağlantıları büyük abileri yada torpili olanlar evlerinde partilere, abilerimiz ablalarımız ara sokaklardan kaçmak koşulu ile hiç olmadı aynı apartmanda birbirlerine giderek bu yasağı da yine deldiler.

Özellikle büyükşehirlerde toplu taşıma araçlarının, şehirler arası otobüslerin ve uçakların taşıma kapasitesi %50 ye düşürülürken, sonrasında zaten biz zor günler geçiriyoruz birde %50 kapasite ile yolcu taşıması sağlayamayız diyen şirketlere özel olarak, kapasite tekrar %100 e çıkarıldı. Havaalanı gişelerinden 1,5 mt mesafe ile durup Covidden kaçan halkımız, yarım saat sonra yan koltuğundaki ile omuz omuza uçtu.

Özellikle turizm gelirinin önemli olduğu ülkemizde, son Covid varyantının başta İngiltere ve Hindistan’dan geldiğini düşünürsek, turistlere PCR testi yapılması koşulu ile kısıtlama günlerinde ülkemizde özgürce gezme, eğlenme hakkı verildi. Ama yurdum insanına eğer otellerin denizini kullanmıyorsa denize girdiği için ceza yazıldı. Hatta bu olayın fıkrası bile yazıldı. Bir Ukraynalı, Bir İngiliz ve Bir Türk denize girmişler, sadece Türk’e kendi vatanının denizinde 3150 tl ceza yazılmış. Fıkra bu kadar.

Son olarak artan vakalardan dolayı tam kapanma adı altında, ama çeşitli bahaneler ile ülkenin büyük çoğunluğunun dışarıda olduğu bir ortamda, yaklaşık 2 haftadır evde oturan insanların gözünün içine baka baka ve kongreler, mitingler yasak iken İsrail’in Mecid – i Aksaya ve Filistin’e saldırmasını protesto etmek için, eline bayrak alanlar, Şampiyon olan Adana Demirspor ve Giresunspor taraftarları hiçbir sorun yaşamadan eylemlerini , gösterilerini ve kutlamalarını yaptılar. O sırada ise İstanbul’da bir vatandaşa bekçiler ceza yazıp yollarına devam ettiler.

Bunlar sadece aklıma yer edip sayfanın el verdiği ölçüde yazabildiklerim. Daha benim unuttuğum ne ÇİFTE STANDART uygulamalar, iş yeri kapandığı için intihar edenler, kendilerini yakanlar ve yanlışlara göz yummalar var sizler çok daha iyi biliyorsunuz.

Ama unutmamak lazım, adalet bir gün herkese lazım olacak. Ve  ülkemde yabancı olmayı yabancılaştırıldığımı asla unutmayacağım.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL