banner
Güncel

TELE-VİZYONSUZ

Pandemi koşulları nedeniyle çoğumuz (çünkü kısıtlamalara uymayıp gezen tozanımız da eksik olmuyor) evlerimizde, televizyon karşısında geçiriyoruz vaktimizi ve televizyon şekillendiriyor, günümüzü ve geleceğimizi. Televizyon karşısında bir günü ele alalım, sabah..

TELE-VİZYONSUZ

Pandemi koşulları nedeniyle çoğumuz (çünkü kısıtlamalara uymayıp gezen tozanımız da eksik olmuyor) evlerimizde, televizyon karşısında geçiriyoruz vaktimizi ve televizyon şekillendiriyor, günümüzü ve geleceğimizi.

Televizyon karşısında bir günü ele alalım, sabah programları ile güne başlıyoruz. Bu programlar fenomen haline gelen cinayet çözme olaylarının yanı sıra sabah kuşağında halkımızı bilgilendiriyoruz başlığı altında nasıl besleneceğimizden tutun da nasıl besleneceğimize, sonra nasıl beslenmemiz gerektiğinden, nasıl beslenmemiz gerektiğine kadar her türlü beslenme bilgisini bizlerle paylaşıyorlar. Yani sabahları ya cinayet çözüp dedektifçilik oynayacağız ya da nasıl beslenmemiz gerektiğini öğreneceğiz.

Öğlen saatlerinde, sabah ki cinayet programının muadilleri kalan reyting kırıntılarını toplamak için başlıyorlar yayına ve ülkemizde yaşanan bütün kötülükleri Reality Show başlığı altında bizlere aktarıyorlar sağ olsunlar. Onlar olmasa ne yaparız? Ülkede yaşanan bütün üçüncü sayfa haberlerine hakim olmamız lazım aksi takdirde cahil bir toplum oluruz maazallah.

Akşamüstüne doğru zamanında kanun hükmünde kararname ile yasaklanan evlendirme programlarının yerini alan ve belki de format olarak dünya da bir ilki gerçekleştiren boşanma programı, akşam haberlerine kadar olan süremizi doldurmak için başlıyor yayına. Ama ne yayın, sen boşanmak istiyor musun, sen boşanacak mısın, siz boşansanız ne de güzel reyting olur, yok boşanmayacak mısınız, son kararları ne olacak, Türkiye’nin merakla beklediği sorunun yanıtı birazdan, boşanacaklar mı?

Akşam haberleri saatinde kafamız biraz karışıyor, zira tam bu saatlerde bir gün önce yayınlanan meşhur yemek programının tekrarı var. Yemek arası az haber alıp bu süreyi de tamamlıyoruz ekran başında ve sonunda o muhteşem dizi kuşağımıza ulaşıyoruz.

Diziler, bizim dizilerimiz, izlesek de izlemesek de o diziler bizim dizilerimiz. Bolca aldatma, kandırmaca, ihanet ve entrikanın olduğu, ülke insanının her bölümünü merakla beklediği eğitici ve öğretici, ahlak anlayışımızın onayladığı diziler. Çünkü eğer böyle olmasalar Rtük izin verir mi yayında kalmalarına? Demek ki var bir hikmeti bu yayınların ben çok anlamasam da…

Reklam arası ihanet izlediğimiz dizilerin sonunda beynimizde düşünmeye yarayacak son sinir hücresinin de ölümü ile uykuya geçiş yapabiliriz artık huzurla. Uyumak ve ertesi gün yine aynı döngünün bir parçası olmak için televizyon karşısına geçme isteği ile uyanmak, sahi boşanacaklar mı boşanmayacaklar mı? Cinayeti itiraf edecek mi etmeyecek mi? Bugün ne yemeliyiz acaba? Dizinin yeni bölüm fragmanında neler oluyor ki? Çocuk kızdan ayrıldı mı? Ayyyy çoooook heyecanlı…

Her şey iyi güzel de, bu kısır döngü ile yetişen gençlik, geleceğimize nasıl bir katkıda bulunacak, nasıl bir öngörü, nasıl bir vizyon ortaya koyacaklar inanın bilmiyorum, bilemiyorum… Sonun da tele-vizyon bizleri vizyonsuz yapmasında…

Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL